Imam Hüseyinnin Elcisi - part 2/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
54m:41s
6818
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 3/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar...
54m:52s
6714
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 4/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
54m:53s
6419
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 5/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
53m:57s
6748
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 6/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
54m:5s
6522
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 7/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
54m:52s
6518
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 8/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
54m:1s
6506
Imam Hüseyinnin Elcisi - part 9/9 - Turkish
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid...
Hz. Hüseyin (a.s)'in Basra'ya Yolladığı Elçisinin (Süleyman) Hikayesi...
Zındık Muaviye ölmüş, lanet Yezid halifeliğini ilan etmiş ve halktan zorla biat toplamaya başlamıştır. Bütün baskılara rağmen Hz.Hüseyin, Yezid'e biat etmez. Bunun üzerine Küfeliler, Hz.Hüseyin'i şehirlerine davet ederler. Hz.Hüseyin, halkın kendisine olan sevgi ve bağlılığını öğrenmek için Küfe'ye amcasının oğlu Müslim Bin Akil'i Basra'ya da Azatlı hizmetçisinin oğlu Süleyman Ebi Azim'i elçi olarak gönderir. Süleyman, Hz.Hüseyin'in mektubunu Basra'ya götürürken akrabaları onun hamile olan hanımını kaçırırlar. Çünkü Süleyman'ın Hz.Hüseyin'den vazgeçip Yezid'e biat etmesini istemektedirler. Fakat, Süleyman canı pahasına da olsa mektubu Basra'ya götürmeye kararlıdır. Bu arada hanımını da akrabalarının elinden kurtarıp, Basra'ya Süleyman'ı bulmaya gider. Süleyman bir yandan ailesi ile bir araya gelebilmek için çaba harcarken bir yandan da Hz.Hüseyin'in mektubunu gerekli kişilere ulaştırmak için canını ortaya koyar..
72m:14s
6305
Movie - Hz. Ali (k.v) ve Kisaca Hayati --- Turkish
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka...
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır.
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammedin amcasının oğludur. Onun yanında büyümüş ve eğitimini önemli ölçüde ondan almıştır. İslamiyeti ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammedin kızı Hz. Fatima ile evlenmesi vasıtası ile onun damadıdır. Hz. Muhammedin Ehl-i Beytim yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatimadan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine Vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamber bir çok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Aliyi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberin defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekiri Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Alinin hakkı olan Halifelik makamını gasp etmişlerdir.
Hz. Muhammedin Halifelik makamını Hz. Aliye layık görmesi ve onu önermesi elbette sıradan bir akrabalık ilişkisi olamazdı. Böyle olsa Hz. Muhammedin kendi diğer bazı akrabalarını da bu mantıkla gözetmesi gerekirdi. Hz. Muhammed bir Hadislerinde Hz. Aliyi kast ederek ‚Alinin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur buyurmuşlardır. Bu özelliklerden bir kısmı sadece akrabalık ilişkisi ve benzeri anlamlarla değerlendirilse bile, diğer başka özellikleri muhakkak ki Hz. Alinin olağanüstü birikim ve yeteneklerinden kaynaklanıyordu.
Hz. Muhammed ‚ Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Alinin bilgeliğine dikkat çekiyordu.
Hz. Alinin en önemli özelliklerinden bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda güvenilir olmaktır. 1400 yıllık tarih boyuna dillere destan olacak ölçüde sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur.
Alevi-Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan Eline, Diline, Beline sahip olmak anlayışı Hz. Alide simdelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir. Onun günsel yaşam ilkeleri ve yüzlerce söz ve konuşmalarını içeren deyimlerini bir araya getirdiğimizde bu anlamın ne kadar doğru olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Hz. Alinin öğretileri arasında en çok öne çıkan öğelerden biri onun büyük ilim sahibi olması ve bunu insanlarla paylaşmak istemesidir. Ayrıca ilimi iyi anlamak, halkın yararına kullanmak, yolu gözetmek anlaşılmalıdır.
Gereksiz ve yanılgılı konuşmamayı özellikle gözetmekte, barış içinde ve hoşgörülü olmayı telkin etmektedir. Zulmü ve insanlara haksızlığı şiddetle men etmekte, defalarca haksızlığa uğranılsa dahi, insanların kendilerine haksızlık edenlere zulüm yapmamalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Her türlü yalan, dolan, iftira, ikiyüzlülük ve kem sözden insanları caydırmaya çabalar. Mütevaziliği ve alçakgönüllüğü öven, cahil ve yeterince erdem sahibi olanlardan mesafeli durulmasını öneren, dayanışmayı, dürüstlüğü ve adaleti bayrak edinen bir ulu zattır Hz. Ali. İnsan olmanın temel ilkelerinden biri olarak da nefsin köreltilmesini (kontrol altına alınmasını) tavsiye eder ve uygular.
Hiç bir insanı kınamayı hoş görmediği gibi, insanları mensup olduğu kavimler (ırklar) konusunda da eşit tutar. İnsan haklarına son derece uyan ve saygı duyan, Kul hakkını kutsal gören, insanların kula hakkına riayet etmelerini, müslüman olmasalar dahi tüm insanlara adaletle yaklaşılmasını telkin eder.
Kimsesizleri, yetimleri, dulları, köleleri, yaşlıları, bedensel özürlüleri ve çaresizleri korur. Onlara toplumun dayanışma ruhu ile sahip çıkmalarını, onlara umut verilmesini ister.
Hz. Ali, gönül zenginliğini, mal zenginliğinden üstün tutar. Erdemi, olgunluğu; kişinin kendisini bilmesi olarak görür. Dünyevi tutkulardan uzak mutasavvıf bir kişilik sergiler. Şöhret ve zenginliği önemsemez. İnsanların gönül gözünü açmalarını ve tasavvufa yönelmelerini telkin eder
21m:51s
10862
[AZERBAIJANI] Vali Amr Muslimeen Ayatullah Ali Khamenei - HAJJ Message 2011
Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hamaney\'in Hicri 1432 (2011) Yılı Hac Mesajı
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbine aittir....
Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hamaney\'in Hicri 1432 (2011) Yılı Hac Mesajı
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbine aittir. Allah\'ın salatı ve salamı yaratıkların efendisi Muhammed Mustafa\'ya, onun pak Ehl-i Beyt\'ine ve seçkin ashabına olsun.
Hac baharı ilahi ihtişam, manevi güzellik ve sefasıyla ulaşmıştır. Müminlerin iştiyaklı gönülleri tevhit ve vahdet Ka\'besinin etrafına dönmekte; Mekke, Mina, Müzdelife ve Arafat \"İnsanların arasında Haccı ilan et…\" nidasına icabet ederek Gafur ve Kerim olan Allah\'ın misafirliği ile şereflenen mutlu insanların bir araya geldikleri menziller ve ilahi ayetlerin nurunun yayıldığı ve her kese güvenlik şemsiyesinin gerildiği hidayet odağı mübarek evler durumuna gelmişlerdir.
Kalbinizi zikir ve huşunun safa ve zemzeminde yıkayın. İç gözünüzü Hak Teala\'nın apaçık alametlerini görmek için açın, gerçek kulluğun nişanesi olan ihlas ve teslime yönelin. Teslimiyet ile İsmail\'ini kurbanlığa götüren o büyük babanın anısını defalarca gönlünüzde canlandırın ve bu yolla Yüce Allah\'ın, kendi muhabbetini kazanmak için önünüze açtığı yolu algılayın ve bu yolda adım atmayı imana dayanan azim ve niyete dönüştürün.
İbrahim\'in makamı o apaçık nişanelerden biridir. İbrahim\'in makamı bir yandan ihlas ve fedakarlık makamı, diğer yandan nefsani isteklere ve dönemin Nemrud\'une karşı çıkış makamıdır.
Bu iki unsur biz İslam ümmetinin kurtuluş yoludur. Bizden her birimizin İslam yolunda şecaat, azim ve kararlılığı, Hz. Adem\'den Hatem\'e kadar ilahi mesajlarının taşıyıcılarının insanlığa sundukları ve takipçilerine dünya ve ahiret mutluluğunu vaat ettikleri çağrılarına icabet ve onlara uymak sayılır.
Bu büyük hac toplantısında hacı adayları İslam dünyasının en önemli konu ve sorun-larıyla ilgilenmeleri gerekir. Günümüzde bu meselelerin başında bazı önemli İslam ülkelerinde cereyan eden İslami kıyam ve inkılaplar gelir. Geçen yılın hac merasimleri esnasında ve bu yıl İslam ümmetinin takdirini değiştirebilecek, maddi ve manevi ilerleme, izzete dayalı aydın bir geleceği müjdeleyen gelişmeler ve olaylar vuku buldu. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da diktatörlerin ve bağımlı tağutların egemenliklerine son verilmiş ve diğer bazı ülkelerde de halkın kıyamı zalimlerin saraylarını yıkılmak eşiğine getirmiştir.
Ümmetimizin tarihinde açılan bu yeni faslın ortaya çıkardığı gerçekler bize hayat bahşeden derslerdir. Bu gerçekler, müslü-man milletlerin bütün muhasebelerinde dikkate alınmalıdır. Bunları şöyle sıralaya-biliriz:
Birincisi, günümüzde on yıllar boyunca yabancıların siyasi tasallutu altında yaşamış milletlerin içinden öz güvenle tehlike meydanına atılan, egemen güçlerle karşı koymaya çalışan ve var olan durumu değiştirmeye çalışan yeni bir genç nesil ortaya çıkmıştır.
İkincisi, laik yöneticilerin çaba ve tahakkümüne rağmen ve onların bu ülkelerdeki dine karşı açık ve gizli çabalarına rağmen İslam muhteşem ve apaçık bir güçle sahnededir, gönüllerin hidayetçisi olarak söz ve amelde milyonluk kitlelerin toplantılarına canlılık ve hayat veren bir pınar durumundadır. Ma\'zeneler, tekbirler ve İslami sloganlar bunu ifade eden gerçeklerdir. Tunus\'ta gerçekleşen son seçimler de bu iddiayı kanıtlayan kesin bir delildir. Hiç şüphesiz diğer ülkelerde de serbest seçimler gerçekleşecek olursa Tunus\'ta gerçekleşen sonuçtan farklı bir sonuç ortaya çıkmaz.
Üçüncüsü, bu yıldaki olaylar herkese gösterdi ki Aziz ve Kadir Allah milletlerin iradesinde öyle bir güç vermiştir ki hiçbir güç ona karşı koyacak bir güce sahip değildir.
Dördüncüsü, müstekbir devletler ve onların başında Amerika onlarca yıl boyunca türlü türlü siyası ve güvenlik oyunlarına başvurarak bölge ülkelerini kendi emirlerine boyun eğdirmiş, kendi zanlarınca iktisadı, kültürel ve siyasi sultaları için engelsiz bir ortam oluşturmuşlardı. Şimdi bu devletler milletlerin nefretlerinin hedefi durumundadırlar. Kesinlikle bilmemiz gere-kir ki bu inkılaplardan meydana gelen nizamlar asla önceki zillet dolu denklemlere boyun eğmeyecektir. Bu bölgenin siyasi coğrafyası milletlerin eliyle ve onların izzeti ve tam bir bağımsızlığı yönünde seyredecektir.
Beşincisi, Batı\'nın münafık ve aldatıcı yapısı, bu ülkelerin halkları nezdinde artık iyice bilinmektedir. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da, Amerika ve Avrupa ellerinden geldiği kadar kendi maşalarını korumak için çalışmışlardır. Ancak milletlerin iradesi onların isteklerine üstün geldiğinde halkın yüzüne aldatıcı gülücükler sunmaya başladılar.
Son bir yılda gerçekleşen olaylarda meydana gelen ilahi açık alametler bu saydıklarımızdan daha fazladır. Tefekkür ehli için bu alametleri görmek zor değildir.
Ancak bütün bunlara rağmen bugün İslam ümmeti ve özellikle kıyam eden milletler iki temel unsura muhtaçtırlar.
1- Direnişi sürdürmek ve azimlerin gevşemesini önlemek:
Yüce Allah\'ın Kur\'an\'da Peygamber\'ine emri şöyledir: \"Artık sen ve seninle beraber bulunan ve tövbe etmiş olanlarla birlikte, nasıl emredildiyse öylece dos-doğru hareket et.\" (Hud: 112)
Yine Hz. Musa\'nın dilinden şöyle diyor:
\"Musa kavmine, \"Allah\'tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah\'ındır; onu kullarından dilediğine miras bırakır ve (güzel) son takvalı-larındır.\" dedi.\" (A\'raf: 128)
Kıyam etmiş milletler için bu dönemde takvanın somut örneği kendi mübarek hareketlerini sürdürmeleridir. Kendilerine iyi sonuç vaat edilen takvalıların taşımaları gereken en önemli takva unsuru da bundan ibarettir.
2- Uluslararası hilelere ve bu hareketlerden darbe alan güçlere karşı uyanıklık:
Düşmanlar boş durmazlar; bütün siyasi, güvenlik ve mali güçleriyle bu ülkelerde elden çıkan güç ve nüfuzlarını yeniden elde etmek için çalışırlar. Onların ellerindeki vesile aldatma ve tehditten ibarettir. Tecrübe göstermiştir ki elit kesim arasında onlara araç ve vesile olacak kimseler bulunurlar, bunlarda olan korku, ihtiras ve gaflet bilerek veya bilmeyerek düşmana hizmet etmelerine yol açar. Gençler, din alimleri ve aydınlar bu tür sapmaları dikkatle gözetlemelidirler.
En önemli tehlike bu ülkelerin yeni siyasi yapılarında küfür ve istikbar cephesinin müdahale etmesi ve etkili olmasıdır. Onlar bütün çabalarıyla yeni kurulan nizamların İslami ve halkçı bir yapıya sahip olmaması için çalışacaklardır. Bu ülkelerdeki samimi kimseler ve ülkelerinin izzet, onur ve ilerlemesine önem veren her kes yeni kurulacak nizamların tam manada İslami ve halkçı bir içeriğe sahip olması yolunda çaba göstermek durumundadırlar. Bu arada hazırlanacak anayasaların önemli bir konumu vardır. Milli birliliği korumanın yanı sıra, mezhebi, kabilevi ve dil farklılıklarını resmiyete tanımak gelecek-teki zaferlerin şartıdır.
Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da kıyam eden şecaatli halk, diğer uyanık ve mücadeleci milletler bilmelidirler ki onların Amerika\'nın ve diğer müstekbirlerin zulüm ve oyunlarından kurtulmaları dünyadaki güç dengesinin onların lehine değişmesine bağlıdır. Müslümanlar, sorunlarını ciddi bir anlamda emperyalistlere rağmen çözebil-meleri için kendilerini dünyadaki bir güç olacak düzeye ulaştırmalıdırlar. Bu da sadece İslam ülkelerinin gönül birliği ve işbirliği ile mümkün olabilir. Bu İmam Humeyni\'nin unutulmaz vasiyetidir. Amerika ve Nato habis ve diktatör Kazzafi\'yi bahane ederek aylarca Libya halkının başına ateş yağdırdılar. Kaddafi Libya milletinin şecaatli kıyamından önce onların yakın dostlarından sayılır onu bağırlarına basıyor ve onun aracılığı ile Libya\'nın servetini yağmalıyorlardı. Onu aldatmak için elini sıkıyor veya öpüyorlardı…
Halkın kıyamından sonra onu bahane ederek Libya\'nın bütün altyapısını tahrip ettiler. Hangi ülke halkın Nato tarafından katledilmesine ve Libya\'nın tahribine engel olabilirdi? Kan içen ve vahşi Batılı güçlerin diş ve pençeleri kırılmadıkça sürekli İslam ülkeleri için bu tür tehlikeler söz konusu olacaktır. Bundan kurtuluş ancak İslam dünyasının güç bloğu oluşmayla mümkün olur.
Bugün Batı, Amerika ve Siyonizm her zamankinden daha çok zayıflamışlardır. İktisadi sorunlar, Afganistan ve Irak\'ta birbirini izleyen yenilgiler, Amerika ve diğer Batı ülkelerinde her gün geçtikçe genişleyen köklü itirazlar, Filistin ve Lübnan halklarının fedakarca mücadeleleri, Yemen, Bahreyn ve Amerika\'nın nüfuzu altında olan ülkelerin halklarının kahra-manca kıyamları, İslam ümmetine ve özellikle yeni İnkılap etmiş ülkelere büyük müjdeleri içermektedir. İslam dünyasındaki mümin kardeş ve bacılar özellikle Mısır, Tunus ve Libya\'daki halklar, uluslararası İslam gücünü kurmak için bu fırsattan en güzel şekilde yararlanmalıdırlar. Aydın kesim ve bu hareketlerin öncüleri Yüce Allah\'a tevekkül etmeli; Onun yardım vadine güvenmelidirler ve İslam ümmeti için açılan bu yeni sayfayı kendi kalıcı çabalarıyla Allah\'ın rızasını kazanmak için bir vesile kılmalıdırlar.
Allah\'ın selamı salih kullarına olsun.
Seyyid Ali Hüseyni Hamaney
29 Zilkade 1432
11m:33s
17158